
Akıllı kulaklıklar kullanıcıların zihinsel sağlık göstergelerini takip etmelerine yardımcı oluyor
Kulaklıklar, birçok insanın işten seyahate veya dinlenmeye kadar her gün saatlerce taktığı bilindik bir cihazdır. Ancak artık sadece müzik dinlemek için değil, giderek ruh halinizi takip etmek için de bir araç haline geliyorlar.
Kulaklıklar sadece dinlemek için değildir
Akıllı kulaklıklar, geleneksel zihinsel sağlık izleme rollerinin ötesine geçiyor. Laboratuvarlardan prototiplere kadar, kullanıcının duygularıyla ilgili sinyalleri alan biyosensörlerle donatılmışlar.
Cornell Üniversitesi'ndeki bir ekip tarafından geliştirilen ve ses dalgalarını cilt üzerinden ileri geri göndererek yüz kaslarının hareketlerini izleyen giyilebilir bir cihaz buna bir örnektir. Stres seviyelerini doğrudan ölçemese de, cihazın gülümseme veya kaş çatma gibi yüz ifadeleri aracılığıyla zihinsel durumlarla ilgili sinyalleri izleyebildiği gösterilmiştir.
Kulaklıklar kişisel tıbbi cihazlara dönüştüğünde
Duyguları tanıma yeteneğinin ötesine geçen akıllı kulaklıklar, kişisel bir tıbbi destek cihazı rolüne yaklaşıyor. Bazı geliştirme projeleri, yalnızca bireysel kalp atış hızını veya beyin dalgalarını ölçmek yerine, zihinsel durumları sürekli ve daha kapsamlı bir şekilde analiz etmek için birden fazla biyosensörü entegre etmeyi hedefliyor.
Tuoi Tre'nin araştırmasına göre, Apple ve Bose gibi şirketler, entegre biyosensörlü kulaklıklarla ilgili patentlere sahip ve her ikisinin de kalp atış hızını, cilt sıcaklığını ve baş hareketini ölçebilen cihazları test ettiğini gösteriyor.
Genellikle kulağa yerleştirilen bu sensörler, duygularla veya stres belirtileriyle ilgili göstergeleri kaydedebilir. Henüz ticarileştirilmemiş olsa da, bu prototipler kulaklıkların kişisel sağlık bakım araçlarına dönüşme eğiliminin giderek arttığını göstermektedir.
Araştırma tarafında ise, Neurable şirketi tarafından geliştirilen bir kulaklık, kulak yakınındaki temas noktaları sayesinde beyin dalgaları aracılığıyla kullanıcının konsantrasyon seviyesini tespit edebildiğini gösterdi. Cihaz tamamen otonom çalışıyor ve dikkat dağınıklığı belirtileri tespit ettiğinde geri bildirim sağlayabiliyor; bu da günlük kulaklık kullanımı sırasında zihinsel durumu izleme potansiyelini ortaya çıkarıyor.
2024 başlarında arXiv sistemi üzerinde yayınlanan bir başka çalışmada, stresi tespit etmek için entegre optik sensörlere sahip bir kulaklık cihazı tanıtıldı. 14 katılımcının yer aldığı bir test modelinde, stres sınıflandırma sistemi %91 doğruluk oranına ulaştı ve istikrarlı bir şekilde çalıştı. Henüz erken aşamalarında olsa da, bu sonuç, kulaklıkların biyolojik sinyaller aracılığıyla duygusal dengesizliğin erken teşhisini destekleyen bir araç olarak kullanılması olasılığını ortaya koyuyor.
Yukarıdaki gibi çalışmalar yaygınlaştırılırsa, sıradan kulaklıkların günlük bir zihinsel izleme aracı haline gelmesine yardımcı olabilir; özellikle de ders çalışmak, çalışmak ve eğlenmek için kulaklık kullanan gençler için uygun olabilir.
Faydalı ama sınırlı
Potansiyellerine rağmen, kulaklık tabanlı duygu izleme cihazları profesyonel yargının yerine geçecek bir araç değil, tamamlayıcı bir araç olarak görülmelidir. Anormalliklere işaret edebilirler, ancak tanı ve tedavi resmi bir sağlık kuruluşunda, kalifiye bir hekim tarafından yapılmalıdır.
Ayrıca, kalp atış hızı, beyin dalgaları veya duygusal tepkiler gibi biyolojik verilerin toplanması da gizlilik sorunlarına yol açmaktadır. Cihaz geliştiricilerinin, kişisel bilgileri güvence altına alma becerilerini göstermelerinin yanı sıra, kullanıcıların hassas biyolojik verilerini nasıl depoladıkları ve kullandıkları konusunda şeffaf olmaları gerekecektir.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, kulaklıklar yalnızca ses aksesuarı değil, aynı zamanda günlük ruh sağlığımız için 'sessiz yoldaşlar' da olabilir.
Kaynak: https://tuoitre.vn/tram-cam-lo-au-co-the-duoc-phat-hien-qua-tai-nghe-thong-minh-20250731173303715.htm






Yorum (0)