
Günümüz toplumunda kentleşme, gece gündüz açık olan ve herkesin aşina olduğu market zincirlerinin giderek daha fazla ortaya çıkmasına neden oldu. Sosisli sandviçlerden hazır eriştelere, patates cipslerinden gazlı içeceklere ve paketli kurabiyelere kadar, ultra işlenmiş gıdalar, kolaylığın hüküm sürdüğü bir dönemin sembolü olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, sağlıksız yiyecekleri tercih etmenin, dünya çapında yayılan "sessiz bir salgın" riskine karşı bir uyarı olacağını söylüyor.
Artan endişeler arasında, dünya genelinde insanlar sağlıklarını iyileştirmek, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek ve hastalıkları önlemek için sağlıklı beslenmeye yöneliyor. ABD'de yapılan araştırmalar, tüketicilerin aşırı işlenmiş gıdalar, tohum yağları ve hatta içme suyundaki florürün neden olduğu kronik hastalıkların artışından endişe ederek, geleneksel alışkanlıklar yerine "doğal" etiketli ürünlere giderek daha fazla yöneldiğini gösteriyor.
Japonlar bugüne kadar sağlıklı beslenme alışkanlıklarını her zaman korumuş, besleyici ve minimum işlenmiş gıdalara, özellikle de taze deniz ürünleri, esmer pirinç, sebzeler ve fermente gıdalara öncelik vermişlerdir. Bu sayede, sağlıklı beslenme de dahil olmak üzere birçok faktörün birleşimi sayesinde Japonların ortalama yaşam beklentisi her zaman dünyanın en yüksekleri arasındadır.
Öte yandan, Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerde popüler olan ve ağırlıklı olarak zeytinyağı, meyve, sebze, tam tahıllar ve balıktan oluşan Akdeniz diyeti, yağ ve besin dengesiyle kalp sağlığına uygundur. Bu sayede, dünyanın birçok yerine kıyasla daha düşük kalp hastalığı ve obezite oranlarıyla daha sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olunmuştur.
Toplum geliştikçe, tüketiciler sağlıklı yiyecek ve içeceklere giderek daha fazla ilgi gösterecek ve bu da sağlıklı mutfak trendlerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. Sağlık uzmanlarına göre, beslenme günlük aktiviteler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve hatta ruh sağlığıyla bile ilişkilidir.
Bu trende ayak uyduran küresel gıda ve içecek sektörü, son yıllarda sağlık ve zindelik ürünlerine yöneliyor. Sektör, besleyici, organik ve doğal gıda ve içecek ürünleri geliştirmeye odaklanıyor. Birçok şirket, yapay içerikleri, şekeri ve sağlıksız yağları azaltarak ve sağlık trendine uyum sağlamak için meyve veya bitki özleri ekleyerek ürünlerini yeniliyor.
Avrupa'da içeceklerdeki alkol miktarını azaltma ihtiyacı günümüzde yaygın bir trend haline geldi. Meyve, sebze veya bitki özleri içeren içecekler de rahatlama ve neşe hissi yaratma özelliğine sahip. Bu yarışa aktif olarak katılan ülkeler arasında Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, İsviçre, Belçika ve Rusya yer alıyor. Almanya'nın süt ve bitkisel içecek pazarına hakim olması bekleniyor.
Japonya da yaşam tarzında büyük bir değişim gösteriyor. Kiraz çiçekleri diyarındaki gençlerin neredeyse yarısı, bira ve alkol kültürünün bir zamanlar Japon toplumunda köklü bir yer edinmiş olmasına rağmen, alkollü içeceklere hayır demeye meyilli. Bir zamanlar Japon kültürünün önemli bir parçası olan iş çıkışı iş arkadaşlarıyla içki içmek, iş-yaşam dengesine öncelik veren ve iş dışında sosyalleşmek istemeyen gençler için artık cazip değil. Gözlemciler, alkol tüketimindeki düşüşün uzun vadeli olacağını ve ülkedeki genç neslin alışkanlıklarında bir değişikliği yansıtacağını söylüyor.
Ayrıca, fonksiyonel içecekler ve besin takviyeleri de ABD pazarında popülerdir. Köklü markalar daha sağlıklı ürünler sunarken, yeni işletmeler de daha sağlıklı içecekler piyasaya sürmektedir. Küresel yiyecek ve içecek sektörü sağlıklı içeceklerle dolup taşmaktadır. Bir pazar analizi raporuna göre, fonksiyonel içecek sektörü 2024 yılında 149,75 milyar ABD doları değerine ulaşmış ve 2030 yılına kadar 248,5 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir.
Bu kadar çok seçeneğin olduğu modern bir toplumda, küresel tüketiciler harcamalarına giderek daha fazla dikkat ediyor ve daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarına yöneliyor. Bu eğilim, tüketicilerin sürdürülebilir değerlere sahip sağlıklı ürünlere öncelik vermesiyle alışveriş davranışlarında önemli bir değişimi temsil ediyor. Tüketiciler giderek daha fazla seçenekle karşı karşıya kaldıkça, hem raflarda hem de internette öne çıkan ürünleri bulma sorumluluğu markalara düşüyor.
Kaynak: https://baovanhoa.vn/du-lich/trao-luu-am-thuc-lanh-manh-tren-toan-cau-183457.html






Yorum (0)