Son zamanlarda kamuoyunda büyük yankı uyandıran, üniversite birincisi olan iki öğrencinin ilk tercihlerinde başarısız olmalarının hikayesinden yola çıkan Dr. Vu Thu Huong, mezuniyet için yalnızca mezuniyet sınav sonuçlarının değerli sayılması gerektiğini söyledi. Üniversite ve kolejlere kabul, okullar tarafından özerk olarak kararlaştırılmalıdır.
Dr. Vu Thu Huong, mezuniyet sınav puanlarının sadece mezuniyet amaçlı olduğunu, üniversiteye kabulün ise okullar tarafından özerk olarak kararlaştırılması gerektiğini söyledi. |
Günümüzde pek çok kişi, neredeyse 30 puan alan bu kadar çok genç dahinin neden üniversite giriş sınavında başarısız olduğunu merak ediyor. Bazıları ise mezuniyet sınavının çok kolay olup olmadığını merak ediyor. İlk tercihleri olan üniversitede başarısız olan iki birincinin ardından yaşanan son kamuoyu tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu hikaye, sınavların belirlenen hedeflere ulaşmadığını, eksikliklerin olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu konuyu özel olarak incelemek için, 2016'da başlayan iki sınavın tek sınavda birleştirilmesi hikâyesine geri dönmemiz gerekiyor. O dönemde birçok uzman, lise bitirme sınavı ile üniversite giriş sınavının mekanik olarak birleştirilmesine karşı çıkmıştı. İki zıt hedefe sahip iki sınavın mekanik olarak birleştirilmesi sorunlara ve eksikliklere yol açacaktır.
Ancak her şey yine de devam etti. Sonraki yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı (MOET), sınavların kalitesini artırmanın yollarını sürekli olarak aradı.
Ayrıca, üniversiteler 2'si 1 arada sınavında başarılı olan öğrencileri kabul ederken istikrarsızlık yaşıyor. İhtiyaçlarını karşılayan öğrencileri bulabilmek için işe alım süreçlerinde daha esnek ve özerk davranıyorlar.
O zamandan beri birçok üniversiteye giriş yöntemi ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı, 2'si 1 arada sınav sonuçlarıyla birlikte bu kabul yöntemlerini onayladı. Dolayısıyla, birinci sınıf öğrencisinin yukarıda belirtilen üniversitenin ilk tercihinde başarısız olması gibi tuhaf hikayeler ortaya çıktı.
Aslında, son yıllarda lise bitirme sınavında yüksek puan alan birçok aday ilk tercihlerinde başarısız oluyor, hatta üniversiteye bile kabul edilemiyor. Üniversiteye girişte lise bitirme sınavı puanlarını kullanmak mantıksız mı?
Bu saçmalık, 2'si 1 arada sınav ilk kez ortaya çıktığından beri var. Bunun nedeni, iki sınavın hedeflerinin tamamen farklı olmasıdır.
Lise bitirme sınavı, öğrencilere 12 yıl boyunca verilen tüm bilgilerin yeniden sınandığı bir sınavdır. Bu nedenle, sınavın kolayca sınava girilebilmesi için yeterince kapsamlı, ancak yalnızca temel düzeyde olması gerekir. Sınav puanı yüksek, hatta çok yüksek olabilir ve bu sınavı geçen öğrenci sayısı genellikle %80-90 veya daha fazladır.
Bu arada, üniversite giriş sınavı bir yetenek seçme sınavıdır, "kumdan altın arama"dır. Bu nedenle, her okulun rekabet oranına bağlı olarak, başarı oranı yüksek olmayacaktır.
Mekanik olarak birleştirildiğinde, lise mezuniyet hedeflerine ulaşmak için çok çalıştıkları için çok yüksek puanlar alan ancak üniversitelerin seçme kriterlerine göre pek de iyi olmayan öğrenciler kesinlikle olacaktır. Ayrıca, üniversitelerin seçme kriterlerine göre çok iyi puanlar alan ancak bu 2'si 1 arada sınavda iyi sonuçlar alamayan öğrenciler de olacaktır. Dolayısıyla, üniversite giriş sınavında başarısız olan birinciler ve daha düşük puan alan öğrenciler olacaktır.
Günümüzde birçok okul, lise mezuniyet sınavı puanlarına dayalı kabul yöntemlerini artık kullanmıyor. Peki bu, mezuniyet sınavının artık bir anlamı olmadığı anlamına mı geliyor?
Yukarıda belirtildiği gibi, iki sınav birleştirilip diğer kabul yöntemleri kabul edildiğinde, mezuniyet sınavının artık pek bir değeri kalmıyor. Şu anda, sınavın yalnızca lise mezuniyeti olarak da bilinen genel kültür testinde yeterli değere sahip olduğunu görüyoruz. Üniversite ve kolej kabulünün değeri neredeyse yok oldu.
10 yıldan fazla bir süre önce kamuoyu, adayların neredeyse %99'unun geçtiği lise bitirme sınavının yapılıp yapılmaması gerektiği sorusunu gündeme getirmişti. Ayrıca bitirme sınavının yerel yönetimlere devredilmesi ve üniversiteye girişin okulların özerkliğine geri verilmesi gerektiği yönünde görüşler de vardı. Siz kişisel olarak ne düşünüyorsunuz?
Lise bitirme sınavı, neredeyse %99'luk bir başarı oranına sahip olsa da, bilgiyi ölçmeyi amaçladığı için hâlâ gereklidir. Bu sınavın, normal bir dönem sınavına benzediği, ancak 12 yıllık öğrenim için daha genel bir seviyede olduğu söylenebilir. Bu sınav kaldırılırsa, öğrencilerin öğrenme ve eğitim kalitesi düşecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2016 ve 2017 yıllarında mezuniyet sınavlarının sadece Matematik, Edebiyat ve Yabancı Diller derslerini kapsayacağını duyurmasıyla, üniversite ve kolej öğrencilerinin bu yıllara girerken çok ciddi bilgi eksiklikleriyle karşı karşıya olduğu ortaya çıktı. Özellikle velilerin başarı sorunları azalmamışken, sınavlara çalışmak hâlâ bir gerçek.
Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı'nın lise bitirme sınavına tüm gücünü yatırması ve uygun uygulama yöntemleri bulmak için çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kaç ders alınacağı, sınava nasıl girileceği ve bu sınavın olumsuz yönlerinden nasıl kaçınılacağı, Bakanlığın karşı karşıya olduğu zorluklardır.
Dünyanın birçok ülkesinde lise bitirme sınavı, öğrencilerin bu eğitim kademesinde bulundukları süre boyunca devam eder. Öğrenciler bazı dersleri tamamlayıp sınava girerek 10. ve 11. sınıflardan aldıkları puanları alabilirler.
Örneğin, bir öğrenci 10. sınıftan itibaren 12 yıllık Tarih bilgisinin tamamını öğrenmeye odaklanırsa, son 10. sınıfın yazında Tarih mezuniyet sınavına girme fırsatı yakalayacaktır. Bu sırada, 11. ve 12. sınıflarda, öğrencinin artık Tarih dersi çalışıp sınavına girme endişesi olmayacak. Başka derslere zaman ayırabilecek. Dolayısıyla sınav baskısı azalacaktır.
Dolayısıyla, üniversite ve kolej giriş sınavlarında Milli Eğitim Bakanlığı'nın, makul olduğu ve olumsuzluklara izin vermediği sürece, okulların kendi sınavlarını düzenleme konusunda özerk olmalarına izin vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bu aynı zamanda her okulun özerkliğini de gösterecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı, kaliteyi sağlamak ve olumsuzlukları önlemek için bu ayrı sınavlar için düzenlemeler ve standartlar belirlemelidir. Sınavlar okullar tarafından yönetilip kontrol edilirse, Bakanlık düzenlemeler yapar ve her okulu denetlemek üzere denetim ekipleri görevlendirirse, sınavlarla ilgili sorunlar en aza indirilecektir.
Nasıl iyileştirmemiz gerekiyor, mezuniyet sınavını gerçek mahiyetine nasıl döndürmemiz gerekiyor?
Bana göre, mezuniyet için sadece mezuniyet sınav sonuçlarını değerli görmeliyiz. Üniversitelere ve kolejlere kabul, okulların kendileri tarafından yapılmalıdır.
Her okul, kendi kriterlerine uygun olarak kendi kabul sürecini yürütecektir. Milli Eğitim Bakanlığı, makul ve olumsuz olmayan kabul koşullarını sağlamak için yönetmelikler çıkaracaktır.
Teşekkürler Doktor!
[reklam_2]
Kaynak
Yorum (0)