GĐXH - EQ'su düşük kişilerin konuşurken basit düşünmeleri, işlerinin yolunda gitmemesine ve kariyerlerinde ilerlemelerinin zorlaşmasına neden olur.
Ofis ortamında iletişim, dinleme ve dinlenme sanatı da çok önemlidir. İyi iletişim, her iki tarafı da memnun eder, iş birliği verimliliği daha yüksek olur; iletişim ve ilişki iyi değilse, çözülmemiş eski sorunlar yeni sorunlara yol açar.
İş yerinde üstlerinizin isteklerini reddetmek tabudur. İşinize karşı hevesli olmadığınızı, kendinizi zorlamaya cesaret edemediğinizi ve sıkı çalışmadığınızı düşüneceklerdir. İllüstrasyon fotoğrafı
Ne yazık ki, birçok kişi iş yerinde insanların sözlerinin ardındaki gizli anlamları fark edemiyor ve düşüncelerini doğru bir şekilde nasıl ifade edeceğini bilemiyor. Ofis ortamında yüksek EQ'ya sahip kişiler ise patronlarına şu cümleleri gelişigüzel söylemezler:
1. "Bu işi herkesten daha iyi biliyorum"
Bu ifade, üstler de dahil olmak üzere başkalarının deneyimlerine veya görüşlerine karşı kibir ve saygısızlık göstergesidir.
2. "Benim hatam değil/Benimle hiçbir ilgisi yok"
Bir grup içerisinde her kişiye genellikle farklı işler ve görevler verilir, ancak bazen kolektif gücü birleştirmenin de gerekli olduğu zamanlar olur.
Zaten akıllı bir insan, işler ters gittiğinde asla "benim suçum değil", "benimle alakası yok" demez.
Eğer bu şekilde davranırsanız, patronunuz sizin işinizden sorumlu olmadığınızı mutlaka teyit edecektir.
Hata sizin hatanız olmasa bile, bunu gruptaki herkesle nasıl ele alacağınızı düşünmeniz gerekir.
Aslında şu anda liderler, kimin hatası olduğuyla ilgilenmiyor, sadece durumu iyileştirmek istiyorlar.
Dolayısıyla bu aynı zamanda sizin iş hayatınızda yeteneklerinizi ortaya koymanız için de bir fırsattır.
3. "Zamanım yok"
Patronunuz size "Şu anda meşgul müsünüz?" diye sorduğunda nasıl cevap vermelisiniz?
Eğer tam olarak "Şunu veya bunu yapmakla meşgulüm" cevabını verirseniz, patron bir soru sorduğunu ve çalışanın 10 soruya kadar cevap verdiğini düşünecektir. Çalışan bu görevi üstlenmek istemiyor mu? Ancak hemen "meşgul değilim" cevabını vermeniz de uygun değildir ve patron iş yükünüzün az olduğunu düşünebilir.
Esasında patronunuzun sorduğu şey şudur: "Şu anda benim için bir şey yapmaya vaktin var mı?" Yani bu durumda tek bir doğru cevap vardır: "Söyle patron."
İş yerinde, patronun her çalışanın duygularına dikkat etmesi zordur. Bir çalışanın ilgilenmesi gereken bir konu olduğunda, liderin ilk yapması gereken şey, çalışanın konuyu anlaması ve ardından belirli görevler atamasıdır.
Birçok kişi, patronları bu fikri dile getirdiğinde, cümleyi bitirmeden hemen "Zamanım yok" diye cevap verme hatasına düşüyor; bu da çok meşgul olduklarını ve görevi kabul etmek istemediklerini gösteriyor.
Peki bu görevi tamamlamak için gerçekten zamanımız yoksa, bunu olumlu bir şekilde nasıl ifade etmeliyiz?
Önerilerden biri de "yapılandırılmış dinleme"dir. Yani karşınızdaki kişinin aktardığı bilgiyi aldıktan sonra zihninizde 3 fikir çizmeniz ve sırayla 3 fikri ortaya koymanız gerekir: karşınızdaki kişinin duyguları, gerçekliği ve beklentileri.
Başka bir deyişle, diğer kişinin sözlerinin ardındaki düşünceleri belirlemeli, daha sonra bunları gerçeklik ve duygularla birleştirerek diğer kişinin beklentilerini çıkarsamalı ve ardından uygun bir cevap vermeliyiz.
İş yükü arttığında "Zamanım yok" diye yakınmamalı, yöneticilerimizin istek ve beklentilerini düşünmeye, bunları olumlu şekilde dile getirmeye ve proaktif iletişim kurmaya çalışmalıyız.
Bu sayede hem patronunuzu üzmemiş olursunuz hem de iş yerinde daha etkili iletişim kurmanıza yardımcı olur ve olumlu bir çalışma ortamı yaratılmasına katkı sağlarsınız.
İş yerinde, patronunuza ne kadar yakın olursanız olun, yine de ciddi olmanız gerekir. Örnek fotoğraf
4. "Bu projeyi yapmak istemiyorum/yapamam"
İş yerinde, patronunuza ne kadar yakın olursanız olun, ciddiyetinizi korumanız gerekir.
Özellikle patronunuz size bir iş vermek istiyorsa, hemen tepki vermek yerine onun uygulamasını dinleyin.
Patronunuzun size verdiği görevler, kesinlikle dikkatlice değerlendirdiği şeylerdir. Sizi işe uygun veya bunu yapabilecek kapasitede bulabilirler.
Yani "Bu projeyi yapmak istemiyorum/yapamam" demek size puan kaybettirecektir.
İş yerinde üstünüzden gelen bir isteği reddetmek tabudur.
İşinize tutkuyla bağlı olmadığınızı, kendinizi zorlamaya cesaret edemediğinizi ve çok çalışmadığınızı düşünecekler.
Üstelik yukarıdaki ret çok açık ve nettir, bu da dinleyicide rahatsız edici bir his yaratır. Açıkça liderlik etmeyi reddetmeye devam ederseniz, terfi fırsatını kolayca kaybedebilirsiniz.
Bunun yerine, patronunuzun verdiği görevi kabul etmek istemiyorsanız, gerekçelerinizi belirtebilirsiniz. Patronunuzun anlayıp başka görevler üstlenebilmesi için bunu açıkça belirtmeniz gerekir.
5. "Gelecekte daha çok çabalayacağıma söz veriyorum"
Duygusal zekası yüksek kişilerin patronlarına asla söylemedikleri bir diğer cümle ise "Gelecekte daha çok çabalayacağıma söz veriyorum."
Aslında doğru zamanda ve doğru yerde söz vermemiz ve verdiğimiz sözleri tutmamız gerekir.
Eğer sürekli boş vaatlerde bulunup bunları yerine getirmezseniz, patronunuz kesinlikle daha fazla sinirlenecek ve hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Söz vermek yerine proaktif bir şekilde çalışmaya ve kendinizi değiştirmeye çalışmalısınız.
İşyerinde kendimizi değiştirmek için her gün, her saat çaba sarf etmeliyiz, denemek için daha sonraya kalmamalıyız.
Dolayısıyla, "Gelecekte daha çok çalışacağıma söz veriyorum" ifadesinin hiçbir ağırlığı yoktur. Böyle şeyler söylemek yerine, kendi yeteneklerinizi geliştirmeye odaklanmalısınız.
Çabalarınızın sonucu, liderinize verebileceğiniz en tatmin edici cevaptır.
Son zamanlarda kendinizi bir durgunluk içinde bulsanız ve bunu gelecekte telafi etmek isteseniz bile, söz vermenize gerek yok.
Kendinizi geliştirmezseniz, üstleriniz verdiğiniz sözleri ve söylediğiniz sözleri yine hafife alacaktır.
[reklam_2]
Source: https://giadinh.suckhoedoisong.vn/5-cau-nguoi-eq-cao-khong-bao-gio-noi-voi-sep-du-than-thiet-den-dau-nhung-nguoi-eq-thap-lai-hay-tuy-tien-chia-se-172241126152852741.htm
Yorum (0)