Sabahın erken saatlerinde Hanoi'nin kendine has bir güzelliği vardır; ne yoğun saatlerdeki kadar gürültülü, ne de sokak lambalarının yandığı kadar parlak. Hayatın temposunun yavaşladığı o saatlerde, sabah kahvesi Hanoililerin aşina olduğu bir "ritüel" haline gelir. Birkaç sokakta yürürken, erken açılan küçük dükkanların, sokağa yakın masa ve sandalyelerin, kahve öğütücülerinin sesinin hikâyelerle harmanlandığı bir görüntüyle karşılaşmak kolaydır. Bu atmosfer, herkese şunu hissettirir: Sabah kahvesi sadece bir içecek değil, bu yerin manevi yaşamının bir parçasıdır.

Eski mahalledeki eski kahvehaneler, apartman avlularında açılanlar veya kadim ağaçların gölgesinde gizlenmiş küçük köşeler... her yerin bir hikayesi var. Bazı dükkanlar birkaç on yıldan uzun süredir varlığını sürdürüyor; geçmişin genç müşterilerinin artık çocuklarını içmeye getirdiği bir döneme tanıklık edecek kadar uzun. Ayrıca yeni ve modern dükkanlar da var, ancak yine de Hanoililerin asla vazgeçmediği "sabahları biraz yavaşlama" ruhuna saygı duyuyorlar.
Bay Nguyen Hung (Lo Duc, Hanoi), neredeyse otuz yıldır gününe Trieu Viet Vuong Caddesi'ndeki her zamanki kafesinde başladığını söylüyor: "Sabah bir fincan kahve içmeye oturmazsam, yeni güne hazır olmadığımı hissediyorum. Hanoi'de kahve içmek bir yaşam biçimi; yeni bir günün koşuşturmacasına kapılmadan önce biraz yavaşlıyorum."


Kış başının serin esintisinde, bazen gazete okuyan birkaç adam, coşkuyla sohbet eden gençler veya sessizce kahve içen yaşlı bir çift görebilirsiniz. Kimse kimseyi rahatsız etmez, ama birlikte çok nazik ve sakin bir tablo oluştururlar; burada yaşamış olan herkesin unutamayacağı, Hanoi sabahlarının tanıdık bir parçası.
Hanoi'de giderek daha fazla modern kahve dükkanı bulunsa da, sabah kahvesi kültürünün özü değişmeden kalıyor; insanların birbirleriyle ve kendileriyle bağ kurduğu bir zaman. Uzun süredir kahve dükkanı işleten bazı kişiler, on yıldan uzun süredir aynı yerde oturan müşteriler olduğunu söylüyor. İş değiştiriyorlar, hayatta birçok şeyi değiştiriyorlar, ancak her sabah içilen kahve, tıpkı değiştirilmesi zor bir alışkanlık gibi, yeni günün ritmini koruyan şey olmaya devam ediyor.

Son yıllarda gençlerin sabah kahvesi alışkanlığı önemli ölçüde arttı. İşe başlamadan önce dükkana daha erken gelip kendilerine vakit ayırıyorlar; bu da yeni, yavaş ama sağlıklı bir yaşam tarzı.
Hong Trang (23 yaşında, Hanoi), eskiden erken uyanamadığını ve sabahları hep o kadar telaşlı olduğunu, bu yüzden doğru düzgün yemek yemeye vakit bulamadığını söyledi. "Ama sabahları bir kafeye gitme alışkanlığı edindiğimden beri, tamamen değiştiğimi hissediyorum. Şimdi, sadece 20-30 dakika oturup bir fincan kahve yudumlayıp sokakları izlemek bile ruhumu yeniden canlandırıyor. Sanırım bu, bizim gibi gençlerin uzun süre sürdürmek isteyeceği bir alışkanlık olacak."

Aynı sabah birçok neslin bir arada olması nedeniyle, Hanoi kahve kültürü hem klasik hem de yenidir. Eski dükkanlar, yeni dükkanlar; geleneksel, modern; ama genel olarak, "acele etmeme" ruhu, bu toprakların kimliğini oluşturan şeydir.
Hanoi, erken kışın soğuk günlerine girerken, kuru esintiyle kahve aroması yükseliyor ve yumuşak sohbetler tanıdık bir müzik gibi yankılanıyor. Sokaklar her gün değişse de, bir fincan sabah kahvesi hâlâ bu yerin kültürel kimliğinin bir parçası - sade, sofistike ve duygularla dolu. Küçük bir alışkanlık ama insanları Hanoi'ye çok özel bir hisle bağlı tutmaya yetiyor: sabah kahvesinin aroması gibi nazik, derin ve kalıcı.
Kaynak: https://congluan.vn/ca-phe-sang-thoi-quen-binh-di-lam-nen-chat-ha-noi-10319581.html






Yorum (0)