
Seminerde konuşan Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı Kıdemli Korgeneral Pham The Tung, dünya genelindeki ülkelerin kolluk kuvvetleri arasında siber suçların önlenmesi ve bunlarla mücadele konusunda uluslararası iş birliği faaliyetlerinin, özellikle Birleşmiş Milletler ve Interpol gibi çok taraflı iş birliği çerçeveleri kapsamında, çok yoğun bir şekilde devam ettiğini söyledi. Ancak uluslararası iş birliği sürecinde, özellikle hukuki konularda, hâlâ zorluklar ve engellerle karşılaşıldığını belirtti.
Siber suçların önlenmesinde ülkeler arası iş birliğini düzenleyen küresel bir yasal belgenin bulunmaması nedeniyle, bu suçla mücadelenin sonuçları sınırlıdır. Ülkelerin hukuk sistemleri arasındaki tutarsızlıklar nedeniyle birçok dava ve olay soruşturulup yargılanamamaktadır.
Önümüzdeki dönemde, özellikle siber suçlar olmak üzere ulusötesi suçların durumu birçok karmaşık gelişmeye maruz kalmaya devam edecektir. Bu nedenle, Kamu Güvenliği Bakan Yardımcısı, Birleşmiş Milletler Siber Suçlara Karşı Sözleşme'nin etkili bir şekilde uygulanması için daha yakın iş birliğini sürdürmek amacıyla bir dizi özel görev önermiştir.
Öncelikle ülkelerin Sözleşmeye katılım prosedürlerini ivedilikle tamamlamaları ve Sözleşme hükümlerinin her ülkenin ulusal hukuk sistemine içselleştirilmesine odaklanmaları gerekmektedir.
İkinci olarak, uygulama sürecinde ülkelerin, siber suçlarla ilgili davaların soruşturulması ve ele alınmasında uluslararası iş birliğinin etkinliğini artırmak için Sözleşme hükümlerini ve her ülkenin yasalarını esnek bir şekilde uygulamaları gerekmektedir.
Üçüncüsü, ülkelerin siber suçları önlemede kamu ve özel sektör çabalarını güçlendirmeleri gerekmektedir. Nitekim teknoloji şirketleri, bankalar, hizmet sağlayıcılar ve sanal para borsaları, suçluların kimliği, davranışları ve çalışma yöntemleriyle ilgili birçok bilginin yanı sıra kullanıcılar ve suçlular arasında paylaşılan verileri de elinde bulundurmaktadır. Bu, soruşturma kurumlarının ve kolluk kuvvetlerinin suçları kanıtlamak için yeterli delile sahip olmalarına yardımcı olacak önemli bir kanıt kaynağıdır.
Dördüncüsü, ülkelerin siber suçları önleme ve bunlarla mücadele konusunda, özellikle yeni suç yöntemleri ve yöntemleri konusunda deneyimlerini düzenli olarak paylaşmaları; elektronik delil toplama sürecini destekleyecek teknoloji ve araçları transfer etmeleri; siber suç acil durumlarına müdahale etmek için uzmanlaşmış merkezler kurma konusunda deneyim kazanmaları; deneyimsiz ülkelerde kolluk kuvvetleri için eğitim, koçluk ve kapasite geliştirmeyi desteklemeleri gerekmektedir.
Beşincisi, ülkelerin siber güvenliği yaygınlaştırmak ve toplumu bu konuda eğitmek için bir strateji oluşturmada yakın iş birliği içinde olmaları gerekmektedir. Her vatandaş ve kuruluşun siber uzaydaki ilk kalkan olması, güvenli ve sağlıklı bir dijital ortamda yer almak için gerekli bilgiye sahip olması ve suçluların giderek karmaşıklaşan dolandırıcılık, izinsiz giriş ve veri hırsızlığı hilelerinden kendilerini nasıl koruyacaklarını bilmeleri gerekmektedir.
Altıncısı, Birleşmiş Milletler ve Interpol'ün, suç bilgilerinin paylaşımı konusunda uluslararası işbirliği faaliyetlerinin koordinasyonunda rollerini güçlendirmeleri; vakaların ortak soruşturmalarını koordine etmeleri, siber suçlarla ilgili suçluları yakalamaları; ülkelerin kolluk kuvvetlerine teknik destek, eğitim sağlamaları ve siber suçları önleme kapasitelerini geliştirmeleri gerekmektedir.
Seminerde katılımcılar, siber suçun giderek daha karmaşık ve yaygın hale gelen küresel bir tehdit haline geldiği ve ülkeler arasında yakın iş birliği gerektirdiği konusunda hemfikir oldu. Siber suçluların yapay zekâdan yararlanarak daha karmaşık dolandırıcılık yöntemleri geliştirmeleri endişe verici bir eğilimdir. Bu nedenle, Hanoi Sözleşmesi'nin uygulanması, bu sınır ötesi tehditlere karşı küresel müdahale kapasitesini güçlendirecektir.
Kaynak: https://www.sggp.org.vn/cac-quoc-gia-can-trien-khai-hieu-qua-cong-oc-cua-lien-hop-quoc-ve-chong-toi-pham-mang-post820054.html






Yorum (0)