Amerikalı bilim insanları, "dokuzuncu gezegen" ve eşinin şekillenmesinde etkili olan yepyeni bir kozmik çarpışma türü keşfetti.
ABD'deki Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvarı'ndan Dr. Adeene Denton liderliğindeki yeni bir araştırma, Güneş Sistemi'nin "kayıp dokuzuncu gezegeni" Plüton'un komşu gezegenlerinden çok farklı bir şekilde oluştuğunu gösteriyor.
"Gezegen 9"un ve uydusu Charon'un hâlâ bağlı oldukları zamanki hallerini (solda) ve şu anki hallerini (sağda) gösteren grafiksel görüntü - Fotoğraf: NASA/ARIZONA ÜNİVERSİTESİ
Onlarca yıldır gezegen bilimciler, Plüton'un alışılmadık derecede büyük uydusu Charon'un, Dünya'nın Ay'ına benzer bir süreçle oluştuğunu ileri sürüyorlardı.
Çok büyük bir çarpışmaydı, ardından iki plastik malzemenin birbirine yapışıp sonra ayrılması gibi bir gerilme ve deformasyon yaşandı.
Bu model Dünya-Ay sistemine mükemmel şekilde uyuyor, ancak daha küçük ve daha soğuk olan, yüzeyi çoğunlukla kaya ve buzdan oluşan Plüton-Charon'a uygulandığında tutarsızlıklar ortaya çıkıyor.
Dr. Denton, "Bu malzemelerin gerçek dayanıklılığına baktığımızda, tamamen beklenmedik bir şeyle karşılaştık" diyor.
Yazarlar, gelişmiş çarpışma simülasyonları kullanarak, çarpışma sırasında gerilmek yerine, Plüton ve ilkel Charon'un geçici olarak kozmik bir kardan adam gibi birbirine yapıştığını buldular.
Bu durumda, yer çekimine bağlı kalarak ayrılmadan önce bir süre birbirlerinin yörüngesinde döndüler.
Göksel çarpışma senaryolarında, iki cisim ya çarpışır ve sonra hızla ayrılır ya da çarpışır ve sonra birleşir.
Çalışmada ayrıca hem Plüton'un hem de Charon'un çarpışmadan sağlam bir şekilde kurtulduğu ve orijinal yapılarının büyük bir kısmını koruduğu tespit edildi.
Bu durum, çarpışma sırasında büyük deformasyonlar ve karışmalar olduğunu öne süren önceki modellere meydan okuyor.
Ayrıca, cisimlerin birbirinden ayrılmasıyla oluşan gelgitsel sürtünmeyi de içeren çarpışma süreci, her iki gövdeye de önemli miktarda iç ısı bıraktı. Bu durum, Plüton'un başlangıçta sahip olmadığı bir yeraltı okyanusu geliştirmesi için bir mekanizma sağlamış olabilir.
Bu keşif, NASA'nın Plüton'un gezegen olarak tanınması gerektiği yönündeki argümanlarını destekledi.
NASA'nın topladığı kanıtlar, bu gök cisminin yeraltı okyanuslarına, hatta yaşama ve cüce gezegenlerden "daha gelişmiş" birçok başka faktöre sahip olabileceğini gösteriyor.
Plüton, 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) tarafından cüce gezegen sınıfına "düşürülmeden" önce Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeniydi.
Nature Geoscience adlı bilimsel dergide yakın zamanda yayımlanan bir araştırmada, bilim insanları Charon'un çekirdeği ve mantosunun büyük bir kısmı dahil olmak üzere nispeten sağlam olduğunu ve bu durumun bu uydunun da Plüton kadar eski ve karmaşık olabileceğini gösteriyor.
"Dokuzuncu gezegen" ve uydusu, Güneş Sistemi'nin en tuhaf boyutlardaki çiftidir; sırasıyla 1.200 km ve 900 km yarıçaplarına sahiptirler; bu da Charon'un ana gezegeninin uydusu olamayacak kadar büyük görünmesine neden olur.
[reklam_2]
Source: https://giadinh.suckhoedoisong.vn/hanh-tinh-thu-9-dinh-hinh-theo-cach-khoa-hoc-khong-ngo-den-172250113074650945.htm
Yorum (0)