Bu adım, Trump yönetiminin hızla değişen tarife politikaları ve mali öncelikleri nedeniyle ABD'nin ekonomik görünümünün belirsizleşmesinin ardından geldi.

Washington'dan Londra'ya, küresel ekonominin yaklaşık %40'ını temsil eden politika yapıcılar, gümrük vergileri ve bozulan ticaret akışlarının büyüme ve enflasyona yönelik risklerini değerlendirirken tedirgin durumda.
Orta Doğu'da artan gerginlikler, kafa karışıklığını daha da artırdı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel büyüme tahminini düşürdü ve ticaret korumacılığının artan enflasyonist baskılara katkıda bulunduğu konusunda uyardı.
Yatırımcılar, Fed'in 18 Haziran'daki politika toplantısındaki faiz kararına odaklanacak. Başkan Donald Trump'ın, Fed'in gösterge faiz oranını tam yüzde puan düşürmesi yönündeki çağrılarına rağmen, temel faiz oranının sabit kalması bekleniyor.
Fed yetkilileri, Başkan Donald Trump'ın gümrük vergisi politikalarının, enflasyonun %2 hedef aralığına yaklaşmasının ardından tekrar yüksek enflasyona yol açacağı endişesiyle faiz oranlarını mevcut seviyelerden düşürmeyeceklerini belirtti.
Son ekonomik veriler, iş piyasasının güçlü kalmaya devam ettiğini ve enflasyonun düşük kaldığını gösteriyor ve bu da Fed'e beklemek için daha fazla neden veriyor.
ABD'deki JPMorgan Chase'in baş ekonomisti Michael Feroli, "Federal Açık Piyasa Komitesi'nden (FOMC) hiçbir yetkili politika değişikliğini desteklemiyor, bu nedenle Fed'in faiz oranlarını değiştirmemeye karar vermesi muhtemel" dedi.
FOMC üyeleri herhangi bir politika hamlesi yapmadan önce ekonominin Beyaz Saray'ın tarifelerine nasıl tepki vereceğini bilmek istiyor.
Gümrük vergileri, Fed'in enflasyonu düşük, istihdamı ise yüksek tutma yönündeki ikili yetkisine tehdit oluşturuyor. Çünkü ithalat vergileri yalnızca fiyatları artırmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiye zarar vererek işsizliği daha da artırabilir.
Enflasyonun daha büyük bir tehdit olduğu ortaya çıkarsa, Fed faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutabilir veya iş piyasasının çökme belirtileri göstermesi durumunda oranları düşürebilir.
Fed'in bu yaz faiz indirimi yapma olasılığı giderek azalıyor ve daha fazla yetkili harekete geçmekten kaçınıyor. Ancak Başkan Donald Trump, federal fon oranının çok yüksek tutulmasının işletmelerin ve tüketicilerin borçlanmasını zorlaştıracağını ve bunun da ABD ekonomisi üzerindeki baskıyı artıracağını savunuyor.
Federal fon oranı, Fed'in para politikasını uygulamak ve ekonomiyi düzenlemek için kullandığı temel araçtır. Fed, pandemi sırasında dünyanın bir numaralı ekonomisini desteklemek için oranları neredeyse sıfıra indirdi ve enflasyonla mücadele kapsamında 2022'den itibaren son yirmi yılın en yüksek seviyesine çıkardı.
Fed Guvernörü Christopher Waller, Haziran ayının başlarında, tarifelerin olası aralıklar dahilinde düşük seviyelerde istikrar kazanması, çekirdek enflasyonun %2 hedefine yaklaşmaya devam etmesi ve iş piyasasının güçlü kalması durumunda, faiz indiriminin bu yılın ilerleyen dönemlerinde de yapılabileceğini söylemişti.
11 Haziran tarihli veriler, ABD tüketici fiyatlarının Mayıs ayında beklenenden daha az arttığını gösterdi ve bu durum, yatırımcıların Fed'in Eylül ayındaki politika toplantısında faiz oranlarını düşürme olasılığına yönelik bahislerini artırmasına neden oldu.
Trump yönetiminin hızlı ve değişken tarife hamleleri, politika yapıcıları temkinli olmaya itiyor ve para politikasını ayarlamaya devam etmeden önce yeni ticaret engellerinin etkisini tam olarak değerlendirmek için daha fazla veri bekliyorlar.
Fed'in bundan sonraki gidişatına dair ipuçları için tüm gözler, Fed Başkanı Jerome Powell'ın bu haftaki toplantıda açıklayacağı ekonomik projeksiyon özetinde olacak. Powell'ın yorumları, enflasyon riskleri ve küresel belirsizlik gibi konuların ele alınmasında kilit önem taşıyor.
Tahminlere göre, Fed, 2026 yılının Haziran ayına kadar gösterge faiz oranını toplamda 100 baz puan düşürerek yüzde 3,25-3,5 aralığına çekecek.
(CNBC ve Investopedia'ya göre)
Source: https://hanoimoi.vn/fed-du-kien-giu-nguyen-lai-suat-than-trong-truoc-chinh-sach-thue-quan-705924.html
Yorum (0)