NTT adlı hasta, son 3 aydır sağ hipokondrium ve yan bölgesinde hızla büyüyen karın, gerginlik ve deformite nedeniyle ailesi tarafından Hanoi Onkoloji Hastanesi'ne getirildi. Kadın hastanın kronik zatürre öyküsü, ortalama fiziksel durumu ve kanser öyküsü yoktu. Doktor, klinik muayenesinde sağ kalça ve bel bölgesinde nispeten belirgin sınırları ve sınırlı hareket kabiliyeti olan büyük, sert bir kitle tespit etti.
Tanısal görüntüleme (kontrast maddeli karın BT taraması) sonuçları, 28x15 cm boyutlarında, yağ ve katı dokudan oluşan karışık yapıda, karın içi organlara bası yapan ancak komşu organlara invazyon belirtisi göstermeyen retroperitoneal kitleyi gösterdi. Klinik ve görüntüleme birleştirildiğinde hastaya retroperitoneal liposarkom tanısı konuldu.

Doktorlar, hastanın ileri yaşı, altta yatan solunum yolu hastalığı ve karın duvarı kaslarına sızan büyük tümör nedeniyle vakanın yüksek riskli olduğunu değerlendirdi. Dahası, ameliyat sırasında büyük kan kaybı ve hemodinamik bozukluk riski de öngörüldü. Multidisipliner bir konsültasyonun ardından doktorlar, hastaya radikal tümör çıkarma ameliyatı önerdi.
Hemen ardından cerrahi ekip, göbek deliğinin üstünde ve altında orta hattan sağa doğru uzanan yaklaşık 30 cm uzunluğunda bir kesi açtı. Ameliyat sırasında hastada, organlara yayılmamış, sağ psoas kasını infiltre eden soluk sarı renkli bir kitle vardı, ancak tümörün sınırları belirsizdi ve organlar ile karın duvarı fasyası arasına sızmıştı, bu nedenle diseksiyonda birçok zorlukla karşılaşıldı.
Cerrah, çevredeki organlara zarar vermemek için küçük kan damarlarını kontrol ederek anatomik düzlem boyunca dikkatlice diseksiyon yaptı. Yaklaşık 4 kg ağırlığında ve 28 x 15 cm boyutlarında olan tümörün tamamı sağlam olarak çıkarıldı. Hasta yaklaşık 300 ml kan kaybetti ve ameliyat sırasında kan nakline ihtiyaç duymadı.

NTT hastasının karın BT taraması
Ameliyattan sonra hasta aktif olarak resüsite edildi, hemodinamisi stabildi, kanama veya cerrahi bölge enfeksiyonu kaydedilmedi. Histopatoloji sonuçları anaplastik liposarkom, negatif tümör hücreli rezeksiyon marjı (R0) olduğunu doğruladı. Hasta iyileşti ve 7 gün sonra taburcu edildi.
Bu ölümcül hastalığı açıklayan doktorlar, Retroperitoneal Liposarkomun (RPLS), retroperitoneal sarkomların yaklaşık %15-20'sini oluşturan nadir bir yumuşak doku malignitesi olduğunu belirtti. Hastalık sessizce ilerler ve genellikle tümör büyük boyutlara ulaştığında ve komşu organlara bası yaptığında fark edilir. Negatif rezeksiyon marjı (R0) olan radikal cerrahi, hastalığın prognozunu belirleyen standart tedavi yöntemidir.
Ancak, retroperitoneal boşluktaki tümör dokusunun dağınık yapısı nedeniyle, özellikle ameliyattan sonraki ilk 2-3 yılda lokal nüks oranı yüksektir (%30-50). Bu nedenle, bu hastalığa sahip kişilerin 6-12 ayda bir ultrason veya BT taraması ile periyodik olarak takip edilmesi gerekir. Adjuvan radyoterapi veya kemoterapinin rolü sınırlıdır.
Hanoi Onkoloji Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Başkanı ve Müdür Yardımcısı Dr. Le Van Thanh, bu vakayla ilgili olarak, özellikle yaşlıların karın bölgesindeki anormallikleri erken tespit etmek için düzenli sağlık kontrolleri yaptırmalarını öneriyor. Olağandışı büyük bir karın, bel bölgesinde hafif bir ağrı veya karında sert, hareketli bir kitle hissi gibi belirtiler gören kişiler, muayene, teşhis ve zamanında tedavi için derhal uzman bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Kaynak: https://kinhtedothi.vn/phau-thuat-thanh-cong-khoi-u-ac-tinh-nang-gan-4kg-cho-benh-nhan.896070.html






Yorum (0)