Kura çekiminden önce, "aşırı şişirilmiş" Dünya Kupası'nın en güçlü savunucusu, FIFA'nın küresel futbol geliştirme direktörü Arsene Wenger'di. Wenger, takım sayısını artırmanın "turnuvanın kalitesini düşürmediğini" bir kez daha vurguladı. Ancak şimdi sorulması gereken soru çok basit: Wenger doğruyu mu söylüyor, yoksa gerçek tam tersiyken sadece FIFA'nın politikasını savunma rolünü mü oynuyor?
Wenger yanılıyor
Mekanik olarak, karmaşık analizlere gerek kalmadan, herkes takım sayısı arttıkça kalitenin düştüğünü anlıyor. Üst düzey futbol her zaman elit rekabetin, en iyi takımlar arasındaki maçların hikayesi olmuştur. Dünya Kupası 1998'de 32 takıma genişletildiğinde, tarafsız taraftarlar FIFA'nın ilk 20'si dışındaki takımlar arasındaki maçlara kayıtsız kaldılar.
Şimdi, pek çoğunun daha önce hiç duymadığı çatışmaların ortaya çıkmasını görmezden gelmek için daha da fazla nedenleri var. Çoğu iki ülkenin nerede olduğunu bulmak için haritaya bakmak zorunda kalırken, dünya çapındaki izleyicilerin Haiti - Cape Verde maçına nasıl heyecanlanacağını sorun. FIFA, 48 takımın daha fazla federasyona katılım şansı verdiği için "adil" olduğunu söylüyor, ancak izleyiciler hacimden ziyade kalite istiyor.
![]() |
48 takımın katıldığı U17 Finalleri'nde Yeni Kaledonya'ya karşı U17 Fas'ın 16-0'lık "yıkımı". |
Wenger, 48 takımın hâlâ mücadele edeceğinin kanıtı olarak U17 Dünya Kupası'nı gösterse de, gerçek tam tersiydi. 48 takımla düzenlenen ilk FIFA turnuvası olan 2025 U17 Dünya Kupası'nda, ön eleme turuna benzeyen bir dizi maç oynandı. Almanya, El Salvador'u 7-0 yendi, Arjantin ve Belçika da Fiji'yi 7-0 yendi ve en dikkat çekici olanı, U17 Fas'ın Yeni Kaledonya'yı 16-0'lık skorla "yıkması"ydı; bu, ön eleme turundaki tek taraflı bir maça benziyordu.
Bu tür sonuçlar "istisna" değil, FIFA'nın rekabet alanını aşırı genişletmesinin kaçınılmaz bir sonucudur. Bunlar, izleyicilerin televizyonu açmak istememesine neden olan ve gerçek güçlü takımlar karşılaşana kadar grup aşamasını bir formalite haline getiren maçlardır.
FIFA bu rakamları bir uyarı olarak görmeli, ancak uyum sağlamanın yollarını aramak yerine, "48 takımlı Süper Dünya Kupası"nı tanıtmaya devam ediyor ve hatta 2030 Dünya Kupası'nda 64 takıma çıkarmayı hedefliyor. Soru şu: FIFA futbol için mi, yoksa sadece ticari genişleme için mi?
Cevap ortada: FIFA turnuvanın kalitesine odaklanmak yerine parayı ve kârı maksimize etmek istiyor.
Saygıdeğer Wenger, ama bu açıklama üzücü.
Dünya futbolunun en parlak ve saygın beyinlerinden biri olan Arsene Wenger, zor bir durumda. Kıdemli bir teknik danışman olarak FIFA'ya meydan okuyamaz. Ancak vicdanı rahat bir şekilde, prestijini bir paradoksu savunmak için kullanmak yerine, nazik uyarılarda bulunmalı.
"Bölgesel elemelerden geçerek 48 takım hâlâ turnuvaya katılmaya hak kazandı" gibi ifadeler teoride güzel, ancak gerçeklikten tamamen kopuk. Zayıf bir bölgede elemelere katılmak küresel rekabet gücünü göstermez. Okyanusya veya Karayipler'deki en iyi takımlardan biri, Avrupa'da beşinci sıradaki bir takımla aynı seviyede değildir, ancak FIFA onları aynı sahneye koymak ve buna "eşitlik" demek istiyor.
Bu bir futbol felsefesi değil, federasyonların üyelerinin çoğunluğundan destek satın almak için her zaman kullandıkları bir siyasi felsefedir. Futbolun saflığı, akılcılığı ve estetiği için verdiği mücadeleyle ünlü Wenger'in, FIFA'yı savunmak için argümanını değiştirmesi birçok kişi için hayal kırıklığı yaratıyor. Arsenal'de oyuncuların kalitesinden saha zeminine kadar en yüksek standartları talep ediyordu. Şimdi ise 16-0'lık maçların hala "normal" veya "kabul edilebilir" olduğunu söylüyor.
Wenger taraftarların yanında olmalı |
Dünya çapındaki taraftarlar Dünya Kupası'nın genişletilmesine karşı değil. Küçük futbol ülkelerine saygı görme şansı vermek mantıklı. Ancak bunun da sınırları olmalı.
Oyun alanı çok geniş olduğunda, öz sulanır, grup aşaması uzar, anlamsız maçlar artar, oyuncuların kondisyonu azalır ve sonunda gezegenin en büyük turnuvası olan Dünya Kupası'nın değeri azalır. En önemlisi, FIFA bunu biliyor, federasyonlar bunu biliyor ve Wenger de kesinlikle bunu biliyor.
Dolayısıyla taraftarların Wenger'den duyması gereken şey, politikaları savunan daha fazla söylem değil, futbolun gelişim ve kaliteyi koruma arasında bir denge kurması gerektiğini söyleyen samimi bir ses. Aksi takdirde, 2026 Dünya Kupası tarihe ihtişamıyla değil, "megalomani" ve "aşırı büyümesiyle" geçecek.
Kaynak: https://znews.vn/xin-wenger-hay-noi-that-long-ve-world-cup-dai-phinh-post1608616.html











Yorum (0)