Özellikle Koreli okurlar ve genel olarak Asyalı okurlar tarafından sevilen birçok kitabın yazarı olan Saygıdeğer Hae Min, ilişkilere ve günlük hayattaki baskılara değinen samimi ve içten üslubuyla büyük ilgi uyandırdı. Okuyucular, bu sayede taşıdıkları yükü hafifletmenin ve hafifletmenin yollarını bulacaklar.
İşler planlandığı gibi gitmediğinde
Günlük hayatında ve ruhsal pratiğinde yaşadığı mücadele ve zorluklarla dolu kişisel yolculuğuna dayanan When Things Go Wrong adlı eserinde, insan hayatındaki yalnızlık hissi, işlerin planlandığı gibi gitmediğini görmek veya kalbinin yavaş yavaş kırılması gibi zor zamanları ele alıyor...
Kitap Nha Nam ve Gioi Yayınevi tarafından yayınlanmış olup Hong Ha tarafından çevrilmiştir.
Bu konuyu ele alan altı bölüme ek olarak, yazarın kendi hikâyelerini ve öğütlerini içeren üç kişisel denemeye de yer vermiş. Her bölümün sonunda, yazarın "farkına varma" anlarını veya kendi acı dolu deneyimlerini anlatan kısa ve öz şiirlerden oluşan bir derleme yer alıyor.
Kitabın ilk bölümünde, adından da anlaşılacağı gibi, bu hayatta her zaman iyi şeylerin yanında kötü şeylerin de olduğunu, bu yüzden duygularımızı bastırarak kendimize baskı yapmak yerine, kendimize rahatsız hissetme izni vermemiz gerektiğini anlatıyor.
Çünkü onun da dediği gibi, daha büyük bir olgunluğa giden yol, karanlık ve olumsuz görünenler de dahil olmak üzere kendimizin tüm yönlerini kabul etmekten geçer. Dolayısıyla, gerçekten "uyanmak" istiyorsak, bu tür sorunlar ve travmalarda gizli olan önemli manevi dersleri öğrenmeliyiz.
Kabullenme sayesinde, bu duygularla bilinçsizce kontrol edilmek yerine sağlıklı bir şekilde nasıl başa çıkacağımızı bileceğiz ve aynı zamanda yakın gelecekte bu hataları tekrarlamamak için dersler çıkaracağız.
Fırtına dindiğinde sonunda geçeceğini öne sürüyor, bu yüzden kalkıp eski halinize dönmeniz gerektiğini düşünmeyin; bunun yerine duygularınızla baş başa kalmak için kendinize zaman tanıyın. Duygularınıza zaman ve alan tanıdığınızda, onları nasıl işleyeceğiniz konusunda bilgi sahibi olursunuz. Kendinize "Şu anda nasıl hissediyorum?", "Duygularım bana ne anlatmaya çalışıyor?" ve "Bu deneyimden ne öğrendim?" gibi önemli sorular sorun.
Neden mutlu hissetmiyoruz?
Ayrıca, işler planlandığı gibi gitmediğinde, bu çağdaki insanların sıklıkla mutsuz hissettiğini de belirtti. Ona göre bunun temel nedeni, insan zihninin sahip olduklarının kıymetini bilmeden sürekli farklı şeyler istemesi.
"İçimize dönüp alışılmış tepkilerimizin farkına varmazsak, zihin bir nesneden diğerine atlamaya devam edecek ve içsel rahatsızlığımız için sürekli olarak dış etkenleri suçlayacaktır," diye yazıyor.
Saygıdeğer Hae Min'in kitapları özellikle Koreli okuyucular ve genel olarak Asyalı okuyucular tarafından seviliyor.
Buradan, zihnin "gezinme" eğilimini yenmek için birçok yol öneriyor ve bunlardan biri de şükretmek. Ona göre, şükrettiğimizde, genellikle sahip olmadıklarımızı veya istediklerimizi düşünmeyiz. Bu, zihnin başka şeyler isteme, başka şeyler arzulama eğilimini azaltır; aynı zamanda, şükreden zihin daha açık ve kabul edici olur.
Ayrıca, soğuk bir günde sıcak bir mont giymek, evcil hayvanlarımızla vakit geçirmek gibi küçük günlük mutlulukların değerini bilmek... bize, hemen önümüzdeki şeylere değer verdiğimizde mutluluğun her zaman mevcut olduğunu gösterir.
Ayrıca, hayat bizi yıprattığında dinlenmek ve iyileşmek için biraz sessiz zaman geçirmek üzere kendimize bir "querencia" -İspanyolcada bir sığınak- bulmamızı da hatırlatıyor. Çünkü ona göre, zihnimizi şu anda rahatlatmayı ve sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyi öğrenmek, bizi mutlu etmenin birçok yolundan biri.
Saygıdeğer Hae Min, kitaptaki birçok konuda samimi ve rahatlatıcı bir üslupla, hem üzücü hem de mutlu hikayelere yeni ve farklı bakış açıları getirerek, okuyucuları farklı bir düşünme ve yapma biçimine yönlendiriyor; böylece kendimizi daha mutlu hissedebilir ve her günün her anının daha çok kıymetini bilebiliriz.
[reklam_2]
Kaynak: https://thanhnien.vn/sach-cua-dai-duc-han-quoc-ban-het-5000-ban-trong-thang-dau-ra-mat-tai-viet-nam-185250212095255536.htm
Yorum (0)