Son zamanlarda sosyal medyada ve forumlarda birçok kişi, gece geç saatlerden sabaha kadar birçok pickleball sahasında çıkan gürültüden şikayetçi oldu; bu gürültü, uykusuz gecelere neden oluyor ve raket sesleri ile bağırış çağırışlarla hayatlarını alt üst ediyordu.
Birçok pickleball sahası yerleşim alanlarına yakın inşa ediliyor ve bu durum gürültü nedeniyle çevredeki sakinlerin yaşamında yorgunluğa ve rahatsızlığa yol açıyor (Fotoğraf: Quynh Tam).
Diğer kirlilik türleri gibi, gürültü kirliliği de sessizce birçok ciddi sonuç bırakır. Özellikle hızlı tempolu modern yaşamda, bu görünmez, görünüşte zararsız gürültüler sağlığı ve yaşam kalitesini tehdit eder.
Gürültü kirliliği, işitme, fiziksel sağlık ve ruh sağlığı üzerinde ciddi etkileri olan yüksek sesleri ifade eder.
Genellikle 85 desibel (dB) üzerindeki sesler (trafik sıkışıklığı veya yüksek sesli müzik etkinliklerinin sesine eşdeğer) uzun süre maruz kalındığında zararlı olabilir.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkisi, partikül madde kaynaklı hava kirliliğinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. DSÖ, olumsuz sağlık etkilerinden kaçınmak için yerleşim alanlarında gece ortalama gürültü seviyelerinin 40 dB'yi aşmaması gerektiğini önermektedir.
Birçok uzman, uzun süreli gürültüye maruz kalmanın işitme kaybına, sese karşı aşırı duyarlılığa, stres hormonlarının artmasına, yüksek tansiyona, uyku bozukluklarına ve ruh sağlığı sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Gürültü kirliliği "kalp kırıklığı sendromuna" neden olabilir.
Görünmez olsa da, gürültü kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir.
Uzmanlara göre, yüksek yoğunluklu gürültüye uzun süre maruz kalmak, "kırık kalp sendromu" olarak da bilinen takotsubo kardiyomiyopatisi geliştirme riskini artırabilir.
Bu, genellikle uzun süreli fiziksel ve zihinsel stresle ilişkili akut kalp yetmezliğinin bir türüdür. Sürekli gürültü, vücudu adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarını salgılamaya teşvik ederek kalp atış hızının artmasına ve kan basıncının normalin üzerine çıkmasına neden olur.
Çok sayıda çalışma, gürültü kirliliğinin kardiyovasküler sağlık üzerinde olumsuz etkilerle bağlantılı olduğunu göstermektedir (Örnek görsel: Getty).
Uzun vadede bu durum kan damarlarına zarar vererek, özellikle uzun süre gürültülü ortamlarda yaşayan veya çalışan kişilerde yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları ve hatta felç riskini artırabilir.
İşitme üzerinde ciddi etki.
Doğrudan ya da dolaylı olarak gürültüye maruz kalmak, işitme kaybının önde gelen nedenlerinden biri olarak kabul edilir.
Yüksek ve uzun süreli sesler, iç kulaktaki kıl hücrelerine zarar verebilir; bu hücreler, sesi alan ve işleyen kulağın hayati bir parçasıdır.
Sık görülen sonuçlar arasında işitme yeteneğinde azalma, sesleri ayırt etmede zorluk, kalabalık ortamlarda konuşmaları net bir şekilde duyamama veya sürekli kulak çınlaması yer alır.
Tespit edilmez ve tedavi edilmezse, gürültüye bağlı işitme kaybı kalıcı hale gelebilir ve iletişimi ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Uyku bozuklukları ve fiziksel performansta azalma.
Gürültü, uykuyu bozan en yaygın ancak çoğu zaman göz ardı edilen faktörlerden biridir. Yüksek veya tekrarlayan sesler, sempatik sinir sistemini harekete geçirerek vücudu alarma geçirir ve yeterince uyumamış olsa bile uyanmasına neden olur.
Uzun süreli uyku yoksunluğu, vücudun doğal iyileşme sürecini bozarak yorgunluğa, konsantrasyon azalmasına, hafıza bozukluğuna ve iş performansında düşüşe yol açar.
Uzun vadede, uyku bozuklukları kalp damar hastalıkları, metabolik bozukluklar ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi hastalıkların gelişme riskini de artırır.
Ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki.
Gürültü kirliliği sadece fiziksel sağlığı etklemekle kalmaz, aynı zamanda ruh sağlığı üzerinde de önemli sonuçlar doğurur.
Hoş olmayan seslere düzenli olarak maruz kalmak, vücudun sürekli olarak stres hormonları salgılamasına neden olarak kaygı, hayal kırıklığı ve sinirlilik duygularını artırır.
Gürültü aynı zamanda rahatlama ve dinlenme yeteneğini de engeller ve sinir hücrelerini sürekli bir "uyanıklık" durumunda tutar. Bu durum, kaygı, depresyon, duygu durum bozuklukları ve tükenmişlik sendromu gibi ruhsal bozukluklar için tetikleyici veya ağırlaştırıcı bir faktör olarak kabul edilir.
Dahası, gürültü kirliliği bilişsel işlevleri de etkileyerek, özellikle çocuklarda ve yaşlılarda konsantre olma, hatırlama ve bilgiyi işleme yeteneğini azaltır.
Uzun süreli gürültüye maruz kalmak yalnızca anlık rahatsızlığa neden olmakla kalmaz, aynı zamanda insanların ruh sağlığını da dolaylı olarak etkiler (Örnek görsel: Getty).
Modern yaşamda gürültü kirliliği kaçınılmazdır. Ancak gürültünün etkilerini azaltmak için her birey aşağıdaki önlemlerden bazılarını uygulayabilir:
- Ev aletlerinden gelen gürültüye dikkat edin: bazı aletler yaşam ortamınızdaki gürültü seviyesini artırabilir. Gürültü azaltıcı aletler seçmek, kullanılmadıkları zaman kapatmak vb., daha sessiz bir yaşam alanına katkıda bulunacaktır.
- Cihazlarınızın ses seviyesini uygun şekilde ayarlayın: Telefon, bilgisayar, televizyon, hoparlör vb. cihazlardan gelen sesler kontrol edilmeli ve uygun bir ses seviyesine ayarlanmalıdır; ve bu cihazları uzun süre aralıksız kullanmaktan kaçının.
- Ses yalıtım malzemeleri kullanın: Ses yalıtım malzemelerinden yapılmış bazı ürünler, istenmeyen seslerin eve kazara "sızmasını" engelleyebilir.
- Yaşam alanınıza ve çevrenize dikkat edin: herkes gürültülü ortamlardan aktif olarak kaçınmalı; aynı zamanda başkalarının mahremiyetine ve sessizliğine saygı göstermelidir.
Kaynak: https://dantri.com.vn/suc-khoe/dinh-tai-boi-tieng-bong-poc-poc-co-the-gay-ra-hoi-chung-trai-tim-tan-vo-20251213114819165.htm
Yorum (0)