Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte siberuzay, çocukların hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. (İnternetten alınan illüstrasyon fotoğrafı) |
Kafam karıştı... çevrimiçi dolandırıcılık
Son zamanlarda sosyal ağlarda, kayıp çocuklarını arayan ebeveynlerden sürekli yardım çağrıları geliyor. Çevrimiçi çocuk kaçırma, birçok ebeveynin çocuklarının güvenliği konusunda endişelenmesine neden olan bir suç biçimi haline geliyor. Forumlarda birçok ebeveyn, bu suç türü hakkındaki endişelerini ve kafa karışıklıklarını dile getirdi: "Gerçekten güvenli değil, artık çok fazla dolandırıcılık var", "Gençler giderek daha fazla yaşam becerisinden yoksun kalıyor"...
Özellikle aile içi anlaşmazlıklar veya sosyal medyanın cazibesine kapılarak evden kaçan çocuklar, birçok ebeveyni endişelendiren endişe verici bir konudur. Bu durum, çocuklar için öngörülemeyen sonuçlara yol açmanın yanı sıra, eğitimdeki uçurumu ve ebeveyn desteğinin eksikliğini de yansıtır.
Günümüzde birçok genç, arkadaşlarına veya yabancılara, ebeveynlerinden veya akrabalarından daha fazla güvenme eğilimindedir. Bunun bir nedeni de ebeveynlerin genellikle duygusal kararlar almaları, kendilerini dayatmaları ve çocukları tarafından kolayca manipüle edilmeleri veya yanıltılmalarıdır. Çocuklar, ebeveynlerinin kolayca aldatıldıklarını ve tutarsız olduklarını gördüklerinde, güvenleri sarsılır ve dışarıdan kolayca etkilenebilirler.
Ortaokul ve lise çağındaki çocuklar henüz olgunlaşmamış, hayat deneyimleri az, dürtüsel ve kendilerini keşfetme aşamasındadır. Sosyal ağlarda bilgi edinme süreci bazen eksiktir ve bu da onları kötü insanların cazibesine kaptırıp kolayca yönlendirir. Hassas bir yaştaki çocuklar, ailelerinde ve kendilerinde olup bitenlerden kolayca etkilenir ve dürtüsel veya asi davranışlarda bulunabilirler. Özellikle internet ve sosyal ağlar, sayısız dolandırıcılıkla giderek daha tehlikeli hale gelmektedir. Deneyimsiz çocuklar, kurban olma konusunda oldukça hassastırlar.
Evden kaçan çocuklar, kuşak farkını, duygusal eğitim eksikliğini ve sosyal ağları kontrol etmenin zorluğunu yansıtan giderek daha acı verici bir olgu haline geliyor. Birçok vaka çözülmüş olsa da, birçok çocuk aileleri tarafından bulunma şansına sahip olsa da, hâlâ talihsiz vakalar var veya geri döndüklerinde, psikolojik travma ve onlar için olası riskler her aile için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Çocuklar için dijital bağışıklık sistemi oluşturma
Teknolojinin hızla geliştiği dijital çağda, siber uzay çocukların hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, bu kolaylıkların yanı sıra sayısız tuzak, özellikle de giderek karmaşıklaşan çevrimiçi dolandırıcılıklar da mevcut. Çocuklara siber uzayda başa çıkma becerileri ve öz koruma kazandırmak son derece acil. Bu, yalnızca kimsenin veremeyeceği, eğitimden okullara, ailelere ve hatta sosyal ağ platformlarına kadar birçok tarafın yakın iş birliği ve koordinasyonunu gerektiren bir mücadele.
Eğitim, çocuklar için "dijital bağışıklık sistemi" oluşturmanın ilk temelidir. Eğitimin en alt kademelerinden itibaren çocukların, her yaş grubuna uygun, siber güvenlik hakkında sistematik bilgiye erişmeleri gerekir. Bu sadece tehlikeleri fark etmekle ilgili değil, aynı zamanda çocuklara siber alanda medeni ve sorumlu bir şekilde nasıl davranacaklarını öğretmekle de ilgilidir.
Çevrimiçi kaçırma, birçok ebeveynin çocuklarının güvenliği konusunda endişe duymasına neden olan bir suç biçimi haline geliyor. (İnternetten alınan illüstrasyon fotoğrafı) |
Okullar, bu bilginin pratik derslere ve etkinliklere dönüştürülmesinde merkezi bir rol oynar. Okullar, yalnızca teori öğretmek yerine, siber güvenlik uzmanlarıyla seminerler, öğrencilerin başa çıkma pratiği yapmaları için simüle edilmiş dolandırıcılık durumları ve siber güvenlik üzerine araştırma projeleri aracılığıyla pratik eğitim yöntemleri oluşturur. Okul ortamı, öğrencilerin çevrimiçi şüpheli durumlarla karşılaştıklarında yargılanma korkusu olmadan endişelerini ve kaygılarını özgürce paylaşabilecekleri güvenli bir yer haline gelmelidir.
Bu arada, aile çocuklar için en güçlü koruma "kalkanıdır". Ebeveynlerin, çocukları hedef alan çevrimiçi dolandırıcılık konusunda proaktif bir şekilde bilgi edinmeleri, böylece çocuklarını uyarmaları ve yönlendirmeleri gerekir. Ebeveynlerin çevrimiçi dolandırıcılığın riskleri ve çocuklarına nasıl eşlik edecekleri konusunda farkındalık yaratmaları son derece önemlidir.
Ebeveynler bunu tamamen yasaklamamalı, aksine çocuklarıyla birlikte siber dünyayı keşfederken, paylaşımlarını gizlice izleyip sürekli dinlemeli ve onlara eşlik etmelidir. Çocuklar sorun yaşadığında, yardım isteyebilecekleri ilk güvenilir kişiler ebeveynler olmalıdır.
Doldurulması gereken "boşluk"
Bazı çabalara rağmen, eğitimde hâlâ doldurulması gereken boşluklar var. Sahtecilik yöntemleri sürekli değişiyor, ancak eğitim içerikleri bazen bu değişime ayak uyduramıyor. Bu nedenle, derslere siber suçluların gerçek yaşam durumlarını ve yeni yöntemlerini düzenli olarak güncelleyecek bir mekanizmaya ihtiyaç duyuluyor. İkinci olarak, siber güvenlik bilgisi bazen çocukların karşılaşabileceği belirli durumlarla ilişkilendirilmeden tek yönlü olarak aktarılıyor. Simülasyon, rol yapma ve problem çözme becerilerine ihtiyaç duyuluyor.
Tüm öğretmenlerin siber güvenlik konusunda öğrencilere etkili bir şekilde aktarabilecek yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadığını belirtmekte fayda var. Bu nedenle, öğretmenler için kapsamlı eğitim programlarına ihtiyaç vardır.
Bu arada, nesiller arasındaki dijital uçurum hâlâ mevcut. Birçok ebeveyn, hatta öğretmenler bile, çocuklarının kullandığı sosyal medya platformlarının nasıl çalıştığını tam olarak anlamıyor ve bu da çocuklarına danışmanlık yapma ve onları koruma konusunda zorluklara yol açıyor.
Güvenli bir ortam yaratmada sosyal medya platformlarının büyük sorumluluğu var. (Kaynak: VNA) |
Çocuklar için siber alanda "güvenli bir ekosistem" oluşturmak için okullar, aileler ve sosyal ağ platformları arasında koordinasyon kilit bir rol oynar. Siber riskler hakkında bilgi paylaşımı, bilgi paylaşımı ve ebeveynlerin çocuklarının durumu hakkında öğretmenlerle doğrudan iletişim kurabilecekleri koşulların oluşturulması için özel veli toplantıları, Zalo/Facebook sınıf grupları aracılığıyla çift yönlü iletişim kanallarını güçlendirmek gerekir.
Özellikle sosyal medya platformlarının güvenli bir ortam yaratmada büyük bir sorumluluğu bulunmaktadır. Kötüye kullanım ve sahte hesapları bildirmek için kullanımı kolay araçlar geliştirmek; zararlı içerikleri hızla sansürlemek için bir mekanizmaya sahip olmak; yetkililer ve okullarla aktif iş birliği yaparak belge sağlamak ve farkındalık kampanyaları düzenlemek gerekmektedir. Sosyal medya platformlarının okullarda siber güvenlik eğitim programlarına katılması oldukça etkilidir.
Kısacası, çocukları çevrimiçi dolandırıcılıktan korumak, zaman, kaynak ve koordineli çaba yatırımı gerektiren uzun ve karmaşık bir süreçtir. Ancak toplumdaki her birey ve her kuruluş sorumluluklarını açıkça kabul edip kararlılıkla hareket ettiğinde, çocukların tuzaklardan korkmadan öğrenip gelişebilecekleri daha güvenli bir siber alan yaratabiliriz.
Ebeveynlerin çocuklarıyla güncel dolandırıcılıklar ve elektronik cihazların güvenli kullanımı hakkında daha fazla etkileşime girmeleri, bağlantı kurmaları ve konuşmaları zamanı geldi. Son zamanlarda çocukların evden kaçması vakaları, ebeveynlere çocuklarına daha dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor. Güçlü ve açık bir aile ortamı oluşturmak ve çocukları internette kendilerini korumaları için gerekli becerilerle donatmak son derece önemlidir. Arkadaşlık ve dinleme, çocukların güvenli bir şekilde gelişmeleri için en sağlam temeldir.
Kaynak: https://baoquocte.vn/lua-dao-truc-tuyen-can-tao-he-mien-dich-so-cho-tre-322787.html
Yorum (0)