Bu, Çin'in Guangxi eyaletinin Wuzhou şehrinden bir adamın, altı kişilik ailesiyle birlikte, evlenip ilk kez Guangdong eyaletinin Xinyi şehrine taşınan kızını ziyaret etme öyküsüdür.
Altı kişilik grup Wuzhou'dan yola çıktı. Xinyi ilçesinin merkezine ulaştıklarında, kızın evine gitmek için çok uzun bir dağ yolunu yürümek zorunda kaldılar.
Adam, kızının evine giden yolu şaşkına çevirmişti.
Adam evi görünce şok oldu. Kızının 1960'larda yapılmış bir kerpiç evde yaşadığını aklına bile getiremiyordu.
Ön bahçe de tamamen topraktan oluşuyordu. Yağmur yağdığında bahçe o kadar çamurlu oluyordu ki kimse dışarı çıkmaya cesaret edemiyordu.
Adam eve girmeden önce uzun süre dışarıda bekledi. Daha sonra, kızı ve damadının sıcak misafirperverliğine rağmen, zaman zaman gizlice gözyaşı döktü.
Baba ve ailesi, kızları evlenip uzak bir yere taşındıktan sonra onu ilk kez ziyaret etti.
Hikaye internette yayınlandıktan sonra birçok insanı duygulandırdı. Bir kişi şu yorumu yaptı: "Çocukların sevginin çağrısına uydukları doğru, ama hangi ebeveyn çocuğunun böyle mütevazı bir evde yaşadığını görünce kalbi kırılmaz ki? Umarım kız çocuğu mutluluğu bulur ve kısa sürede refah içinde yaşar, böylece ailesi huzur bulabilir."
Uzak bir yerde evlenen kadınlar büyük bir dezavantajla karşı karşıyadır.
Kadın olarak doğmanın zaten bir dezavantaj olduğu söylenir. Her zaman kocanızın ailesini memnun edecek ve tatmin edecek şekilde yaşamak zorundasınız.
Dahası, anne babalar için bir kız çocuğu dünyaya getirmek inanılmaz derecede yürek burkan bir durumdur. Yıllarca onu büyüttükten sonra, o artık "başkasının kızı" olur. Evlendirdikten sonra, kızlarının zor bir hayat yaşayıp yaşamayacağı, mutlu olup olmayacağı veya kocasının ailesinden zorluklarla karşılaşıp karşılaşmayacağı konusunda sürekli endişelenirler.
Örnek görsel
Gençken kadınlar, ebeveynlerinin sonsuza dek yanlarında olamayacağını düşündükleri için, sadece sevginin onları mutlu etmeye yeteceğini sanırlar. Bu yüzden, ebeveynlerinin tavsiyelerini dikkate almadan, uzakta biriyle evlenmeye meyillidirler. Ancak evliliklerinin üzerinden sadece birkaç yıl geçtikten sonra, çocuklarla ve eşlerinin ailesiyle meşgul olan kadınlar, eve dönmeyi ve kendi ebeveynleri tarafından şımartılmayı özlerler.
Eskiden insanlar evlendikten sonra istedikleri zaman anne babalarını ziyaret edebileceklerini düşünürlerdi. Ama durum böyle değil. Evlenmeden önce kadınlar anne babalarının evinde "prenses" gibidirler, ancak evlendikten sonra çoğu kocalarının ailesinde hizmetçi gibi olurlar. Hatta birçok yoksul aile, gelinlerini anne babalarıyla bağlarını koparmaya zorlar.
Bu, yıllar önce bazı kadınların cesurca şöyle dediklerini gösteriyor: "İster uzakta ister yakında yaşasın, sevdiğim kişiyle evlenmeliyim." Daha sonra, bu kadınlar anne babalarını çok özlediklerinde ve onları ziyaret edemediklerinde pişman oluyorlar.
Kadınlar, iyi bir kocaya sahip olmanın bir daha asla hiçbir şey için endişelenmelerine gerek kalmayacağı anlamına geldiğini düşünmemelidir. Evlilik tahmin edilemezdir; bu dünyada sadece anne babalar sizi koşulsuz sever, karşılığında hiçbir şey beklemeden severler.
Bir kadın olarak, eğer yakınınızda biriyle evlenme seçeneğiniz varsa, ebeveynlerinizin yanında olmanız, onların bakımını almanız ve karşılığında onlara da bakım verme fırsatı bulmanız son derece önemlidir. Fırtınalar kopana ve hayat sizi uçurumun kenarına itene kadar, yakınınızda biriyle evlenmenin mutluluğunu gerçekten takdir etmek için beklemeyin.
[reklam_2]
Kaynak







Yorum (0)