
Düzenli egzersiz ve omega-3 takviyesi uzun zamandır kalp ve beyin sağlığı için iki iyi alışkanlık olarak kabul ediliyor - İllüstrasyon fotoğrafı
Brezilya'nın São Paulo Eyalet Üniversitesi'nden bir grup bilim insanının Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, fiziksel egzersiz ve omega-3 takviyesinin birlikte uygulanması bağışıklığı düzenlemeye yardımcı olmanın yanı sıra, diş çevresindeki dokularda oluşan iltihabı ve hasarı azaltarak periodontal hastalıkları önlemede ve ağız sağlığını korumada önemli bir mekanizma oluşturuyor.
Omega-3, genellikle somon, uskumru, keten tohumu, ceviz veya bitkisel yağlarda bulunan bir doymamış yağ asitleri grubudur. Omega-3, uzun yıllardır kardiyovasküler sistemi destekleme, hafızayı geliştirme, kan yağlarını azaltma, iltihapla savaşma ve sinir hücrelerini koruma yeteneğiyle ünlüdür.
Biyolojik açıdan bakıldığında, omega-3'ler bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine neden olan "alarm sinyalleri" görevi gören moleküller olan inflamatuvar sitokinlerin üretimini engelleyebilir.
Kan dolaşımını iyileştiren, bağışıklık hücresi üretimini artıran ve oksidatif stresi azaltan fiziksel aktiviteyle birleştirildiğinde bu iki faktör sinerjik etki yaratarak vücudun iltihaplı tepkisini daha etkili bir şekilde kontrol etmesine yardımcı oluyor.
Araştırma ekibine liderlik eden Profesör Rogério de Castilho, "Egzersizin tek başına sistemik bağışıklık yararları sağladığını, ancak omega-3 ile birleştirildiğinde kemik dokusunun korunması ve periapikal inflamasyonun azaltılması üzerindeki etkilerinin çok daha güçlü olduğunu bulduk" dedi.
Araştırmada bilim insanları 30 farede periodontitis oluşturdu ve fareleri üç gruba ayırdı: Hiçbir müdahalede bulunulmayan grup, 30 gün boyunca yüzen grup ve egzersiz yapıp omega-3 takviyesi alan grup.
Sonuçlar, sadece egzersiz yapan grubun, tedavi görmeyen gruba göre daha iyi bir bağışıklık tepkisine sahip olduğunu, daha az alveoler kemik kaybı ve önemli ölçüde azalmış inflamasyon olduğunu gösterdi. Ancak, hem egzersiz yapan hem de omega-3 alan grup en dikkat çekici sonuçları elde etti: dişlerin etrafındaki kemik dokusu neredeyse hiç erimedi, interlökin-17 (IL-17) ve TNF-α gibi inflamasyon göstergeleri önemli ölçüde azaldı ve kemik kaybına neden olan ana "suçlular" olan osteoklast sayısı önemli ölçüde azaldı.
Çene bölgesinin mikro-BT analizinde bu grubun stabil kemik yoğunluğuna, sağlıklı dişeti dokusuna sahip olduğu ve üç grup arasında en düşük inflamatuar yanıta sahip olduğu görüldü.
Apikal periodontitis veya apikal periodontitis, genellikle diş çürüğünün kök kanalına yayılması nedeniyle sessizce başlar. Bakteriler dişin apeksine nüfuz ettiğinde, kök çevresindeki kemik dokusunda enfeksiyona ve uzun süreli iltihaplanmaya neden olurlar.
Hasta, ağrı, şişlik veya iltihap oluşana kadar erken evrelerde hiçbir şey hissetmeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık kemik kaybına, diş kaybına ve hatta kardiyovasküler sistem, böbrekler ve metabolizmayı etkileyebilir.
Profesör Castilho şunları ekledi: "Bu, özellikle bağışıklık sistemi zayıf veya kronik hastalıkları olan birçok kişinin farkında olmadan muzdarip olduğu bir rahatsızlıktır. Direncin azaldığı aşamalarda apikal periodontitis akut hale gelebilir, ağrıya, şişliğe ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir."
Uzmanlar ayrıca apikal periodontitisin diyabet, ateroskleroz, metabolik sendrom veya böbrek hastalığı gibi birçok sistemik hastalıkla çift yönlü bir ilişkisi olduğunu belirtiyor. Apikal bölgedeki kronik enfeksiyonlar metabolik bozuklukları ağırlaştırabilirken, bu hastalıklar periodontitisin daha hızlı ilerlemesine neden oluyor.
Brezilya'dan gelen bir araştırma, diş bakımı ve koruyucu hekimliğe yeni bir yaklaşım getiriyor. İnsanlar üzerinde klinik çalışmalara hala ihtiyaç duyulsa da, sonuçlar aktif bir yaşam tarzı ve omega-3 açısından zengin bir beslenmenin, diş eti hastalıklarını önlemede iki önemli faktör olan bağışıklık sistemini güçlendirirken vücudun iltihaplı tepkisini dengelemesine yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Egzersizin "çift" etkisi - Omega 3 ikilisi
Çalışmanın ortak yazarı Profesör Ana Paula Fernandes Ribeiro, "Diş fırçalama, gargara yapma veya düzenli diş kontrollerinin yanı sıra düzenli egzersiz ve yeterli omega-3 takviyesi gibi basit değişiklikler de dişlerimizi ve diş etlerimizi korumak için 'doğal ilaç' haline gelebilir" dedi.
Egzersiz ve omega-3 kombinasyonu, yalnızca kalbi sağlıklı ve zihni keskin tutmaya yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda içten gelen kalıcı bir gülümsemeyi de beraberinde getiriyor.
Source: https://tuoitre.vn/bat-ngo-omega-3-va-tap-the-duc-giup-ngan-viem-rang-va-tieu-xuong-20251021093431269.htm
Yorum (0)